Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

ömür törpüsü

  • 1 ömür törpüsü

    изнури́тельный труд

    Türkçe-rusça sözlük > ömür törpüsü

  • 2 ömür

    ömür < ömrü> Leben n, Lebensdauer f; großartig, fam prima;
    ömür boyunca das Leben lang;
    ömür geçirmek ein … Leben führen;
    ömür sürmek sein Leben genießen;
    ömür törpüsü Arbeit aufreibend; Person Nervensäge f;
    ömürsizlere ömür! Gott erhalte Sie am Leben; (a =) jemand ist gestorben;
    ömrüne bereket ich wünsche dir ein langes Leben; ich danke dir!

    Türkçe-Almanca sözlük > ömür

  • 3 ömür

    ",-mrü 1. life, life-span. 2. (someone) who is amusingly odd, entertaining. -ünde (used with a negative verb) never in all one´s life. -e bedel very valuable, beautiful, or excellent. -üne bereket! colloq. 1. Thanks a million! 2. Bravo!/Wonderful! -ü billah colloq. 1. up until now. 2. never. - boyu 1. lifelong. 2. all one´s life, throughout one´s life. - boyu hapis cezası law life sentence. - çürütmek to expend or waste a vast amount of time and energy. - geçirmek to live, spend one´s life. -ü oldukça as long as one lives; for the rest of one´s life. -ler olsun! May you live long! (said by an elder person to a younger one when the latter kisses the older person´s hand as a gesture of respect). - sürmek to live; to live a life of ease. - törpüsü 1. long and exhausting business. 2. very wearisome person. -ü uzamak to live long; to last long. -ümün varı my darling, light of my life. -ü vefa etmemek to die before attaining an end one has had in view."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > ömür

  • 4 uphill task

    ömür törpüsü

    English to Turkish dictionary > uphill task

  • 5 нудный

    can sıkıcı; usanç verici

    до́лгая и ну́дная рабо́та — ömür törpüsü bir iş

    Русско-турецкий словарь > нудный

  • 6 grind

    n. eziyet, yorucu iş, inek öğrenci, inekleme, çok çalışma
    ————————
    v. bilemek, öğütmek, ezmek, zımparalamak, gıcırdatmak, çalmak, çektirmek, üzmek, sıkıştırmak, ezilmek, çekmek, ineklemek
    * * *
    1. öğüt 2. öğüt (v.) 3. öğütme (n.)
    * * *
    1. past tense, past participle - ground; verb
    1) (to crush into powder or small pieces: This machine grinds coffee.) öğütmek
    2) (to rub together, usually producing an unpleasant noise: He grinds his teeth.) gıcırdatmak
    3) (to rub into or against something else: He ground his heel into the earth.) sürtmek
    2. noun
    (boring hard work: Learning vocabulary is a bit of a grind.) zor iş, ömür törpüsü iş
    - grinding
    - grindstone
    - grind down
    - grind up
    - keep someone's nose to the grindstone
    - keep one's nose to the grindstone

    English-Turkish dictionary > grind

  • 7 cânfersâ

    farsça جان فرسا ömür törpüsü, yürek tüketen.

    Osmanlı Türkçesi Sözlüğü > cânfersâ

См. также в других словарях:

  • ömür törpüsü — is. 1) Uzun ve üzücü iş 2) Sıkıntı veren kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ömür — is., mrü, Ar. ˁumr 1) Yaşam Yok yere geçirdim günü, ah nideyim ömrüm seni. Yunus Emre 2) mec. Çok hoşa giden şey Bu adamın arkadaşlığı ömürdür. Birleşik Sözler ömrübillah ömrühayat ömür adam ömür boyu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • törpü — is. 1) Ağaç, kurşun, kalay vb. yumuşak metallerin kabasını almaya yarayan, dişleri uzun ve aralıklı olan eğe 2) Bir şeyin yüzündeki pürüzleri gidermek, düzgünleştirmek için kullanılan kısa, ince, pürtüklü eğe Tırnak törpüsü. Birleşik Sözler ömür… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cânfersâ — (F.) [ ﺎﺱﺮﻓ نﺎﺝ ] ömür törpüsü, yürek tüketen …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»